“Gurur, kıskançlık ve açgözlülük, insanların kalplerini tutuşturan üç ateştir.
Dante Alighieri
Kıskançlık, bir kişiyi veya bir ilişkiyi kaybetmekten korkan karmaşık bir zihinsel yaşam ve olumsuz bir tutumdur. Bunun dışında oburun sahip olduğu şeye sahip olma ihtiyacı hissettiren bir duygudur. Günlük hayatta kıskançlık çoğunlukla yakın çıkarlarda yaşanır. Kapana kısılmışlık hissinin yanı sıra kıskanan kişi de ağır bir şekilde ızdırap çeker. Kıskanç kişi huzursuzdur, mutsuzdur, hep hata yapma havasındadır, partnerini sürekli gözetler ve takip eder, hayatına son verir ve üzerinde baskı kurarak onu kaybetmeyeceğini düşünür. Kıskanç kişi, ilgiyi sürdürmek ve geliştirmek için olumlu çabalar göstermek yerine intikam alarak, küserek, cesaretini kırarak veya tehdit ederek, sıkıntıya girerek ve kaba kuvvete başvurarak amacına ulaşmaya çalışır. Bu tutumlar kıskanılanı kıskanılandan uzaklaştırır. Kıskançlık ölçeği arttıkça olumsuz etkisi de artmakta ve sağlıksız davranışlara neden olabilmektedir.
Kıskançlıkla baş etmenin yolları
Kıskançlık yaşayan bireylerin özellikle başarması gereken şey, ilgiyi sürdürmek ve sürdürmektir. Sadakat tehditle değil sevgiyle sağlanmalıdır. Çift birbirlerine sevgilerini ne kadar çok verirse, o kadar çok geri dönecektir. Birden fazla kişi aşkın sadece bir “duygu” olduğunu düşünürken, aşkın duygunun ötesinde bir “varlık” biçimi olduğunu düşünür. Paylaşmak ve sevgi göstermek bir seçimdir. Olgun aşk, eşlerin ilgi, kabul, takdir, şefkat ve kendileri olma özgürlüğü üzerine inşa edilebilir ve içinde patolojik kıskançlığın barınmasına izin vermez.
Erkeklerin ve kadınların kıskançlıkla baş etme biçimleri arasında farklılıklar vardır. Kadınlar genellikle kendi hak ve isteklerinden vazgeçen, küçümseyen bir yaklaşım sergilerken; erkekler genellikle tehdit ederek veya kaba kuvvet kullanarak sonuç almaya çalışırlar. Kıskançlıkla başa çıkmanın ilk adımının geçmişin yaralarını sarmak ve onları bugünle bağlantılı olarak güzelleştirmek olduğu ortaya çıktı.
İkinci adım, güven duygusunu geri yüklemektir. İnanç duygusunu zayıflatan en değerli faktör açık bağın olmamasıdır. Bu nedenle müstehcen sözlerden, üstü kapalı eleştiri ve kırgınlıklardan kaçınmak gerekir. Kişi, kıskançlığının altında yatan duygu ve düşüncelere ulaşmalı, kıskançlık anlarında düşüncelerini incelemeli, kıskançlıktan önce gelen duyguları fark etmelidir. Bu duygu ve fikirlerin farkına varmak, onları ayrı ayrı değerlendirmenizi ve anlamlı olup olmadıklarını objektif olarak görmenizi sağlar.
Aşağıdaki adımlar bunun için yol gösterici olacaktır.
1. Kıskançlığınızla Yüzleşin:
Bu yıpratıcı duyguyu kontrol etmenin ilk yolu, kıskançlığınızın farkında olmaktır. Bunun için bağınızı tehdit eden bir durum olup olmadığını anlayın. Somut bir nedeniniz veya kanıtınız varsa hiç vakit kaybetmeden partnerinizle konuşun. Somut bir nedeni yoksa, kıskançlığınızın sevdiğiniz birini kaybetme endişesinden kaynaklanan yersiz ve anlamsız bir duygu olduğunu düşünebilirsiniz.
2. Duygularınızı netleştirin:
Kıskançlığınızı her ortaya çıktığında sorgulayın. Sizi kıskandıran şeyleri belirlemeye çalışın. Kıskançlıktan dolayı öfke ya da kaygı hissettiğinizde kendinize şu soruyu sorun: “Beni şimdi böyle hissettiren nedir?” Soruyu sorun ve nedenlerini belirleyin. Örneğin; Bu sorunun cevabı kendinize veya partnerinize güvensizlik, kendinizi beğenmeme, partnerinizin çekici veya dışa dönük olması, sosyal biri olması, o gün eve geç gelmesi veya aradığınızda cep telefonunu açmaması vb. olmak. Bu tespitleri yaparken kendinizi kandırmayın, dürüst olun ve tüm duygularınızı açıkça ifade edin. Kıskançlığınızın nedenlerini hemen belirlemeye başladığınızda, onlar olumsuz duygulara kapılmadan onları kontrol altına almak için adımlar atabilirsiniz.
3. Empati kurun:
Kıskançlığınızın ve bunun sonucunda ortaya çıkan davranışlarınızın eşiniz üzerindeki etkilerine daha yakından bakın ve kendinizi onların yerine koyun. Ne yaptığınızın, nereye gittiğinizin sürekli sorgulanmasının ve sürekli takip edilmenin ne kadar sınırlayıcı, yorucu ve boğucu olduğunun farkına varın.
4. Kıskançlığı kışkırtmayın:
Kıskançlık tepkileri genellikle yanlış ve temelsiz inançlardan kaynaklanır. Örneğin; “Beni bırakıp başkasına gidecek. Artık beni sevmiyor. Benim yerime aşk yerine birini seçti.” vb. Bu tür niyetlerin abartılı ve yersiz olduğundan emin olun. Unutmayın, fikrinizi değiştirmeden davranışlarınızı değiştiremezsiniz. Olumsuz niyetlerinizi olumluya çevirebildiğiniz sürece kıskançlık hissini kontrol edebilirsiniz.
5. Özür dileyin:
Kendinize hakim olamadığınızda eşinizden özür dileyin ve kıskançlık nöbetine girin. Bunun için çok dokunaklı bir konuşma yapmanıza gerek yok. Örneğin; “Yaptığım şey için gerçekten üzgünüm. Bazen kıskançlıkla hareket etmekten kendimi alamıyorum, kusura bakmayın.” Ayrıca bu duruma neden olan güncel olay hakkında onunla konuşarak asılsız şüphelerinizden ve fikirlerinizden kurtulmanız için bir fırsat oluşturacaksınız.Bu, kıskançlık döngüsünü kırmaya başlamanıza yardımcı olacak değerli bir adımdır. Tüm bunları yaptıktan sonra hala kıskançlık kabusuyla boğuşuyorsanız, mutlaka bir psikoterapistten profesyonel destek almalısınız.
ağ
instagram
Facebook
heyecan
Youtube
Bu makalede ortaya konulan fikir ve yaklaşımlar tamamen yazarlarının özgün fikirleri olup, Onedio’nun yayın politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio